Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nedenleri Olan İnsanın Nedensizliğe Övgüsü

Nedenlerim yoksa bir hiçim. Çünkü hiçbir bir olay, beni nedensiz bir şekilde bir mekânda ve zamanda “var etmiyor”. Nedenlerin, varlık ile alakalı bu somut ilişkisi birçok soruyu da gündeme getiriyor. Nedenler nedir? Nedenlerin nedenleri nedir? Nedenleri nerede bulabilirim? Nedenlerle olan ilişkimi ne belirliyor. Nedenleri bulmak kolay mı zor mu? Benden önce nedenleri bulanlar “onların sürekliliğini nasıl sağladı?” Ve neden, nedenleri konu almak zorunda kaldım? Bu yazının konusu “nedenler” olsun.   TDK’ye göre zarf ve felsefsi anlamda neden, “Bir varlığı veya olayı etkileyen, oluşturan, doğuran şey; sebep, illet.” demektir. Bu tanıma göre nedenler olmazsa varlığı olayı etkileyen oluşturan doğuran şeylerde ortadan kalkacaktır. Dikkatle bakarsak doğurmak, oluşturmak ve etkilemek fiileri kullanılmış. Bu da gösteriyor ki bir neden bir olayı baştan sona tek başına da belirleyebilir veya bir parçasını etkileyebilir. O halde bir neden, varlık ve olaya direkt etki etmeyebilir, onu belki...
En son yayınlar

Salerno Tıp Okulu (Schola Medica Salernitana)

Salerno Tıp Okulu, Orta Çağ Avrupa’sında tıp bilgisinin yeniden şekillendiği özgün bir merkez olarak öne çıkar. Farklı kültürlerin birikimini bir araya getiren bu kurum, hem teorik hem pratik tıp eğitimiyle döneminin sınırlarını aşmıştır. Latince, Arapça ve Yunanca kaynakların sistemli biçimde işlendiği okul, hekimliğin kurumsallaşmasına öneml i katkılar sunmuştur. Salerno geleneği, yalnızca tedavi yöntemleriyle değil, tıbbı ahlaki bir sorumluluk alanı olarak ele almasıyla da dikkat çeker. Bu nedenle Salerno, tıp tarihindeki dönüşümlerin anlaşılmasında temel bir referans noktasıdır. Bu referans noktasını detaylı bir şekilde işleyeceğiz, keyifli okumalar. Doğudan Batı’ya Çevirmenler İslam medeniyetinin bilimsel gelişim süreci, özellikle 8. ve 10. yüzyıllar arasında Abbasi halifelerinin himayesinde gerçekleşen tercüme faaliyetleri ve kurulan hastanelerle büyük bir ivme kazanmıştır. Antik Yunan mirasını devralarak onu geliştiren ve Avrupa’ya aktaran bu dönemin önde gelen hekimleri, tıp ...

Kültürel Mirasın Çok Katmanlılığında Zeyrek Cami

İstanbul, en erken MÖ 600.000 yılına kadar götürülebilecek şekilde insan topluluklarına ev sahipliği yapmıştır. Yarımburgaz Mağarasındaki insan izleri buna örenktir. Fikirtepe’de Neolitik yerleşim yeri (MÖ 6500) İstanbul’un bilinen en eski inasan izlerini de barındıran bir başka örnek olmuştur. Bu insanlar, avcı-toplayıcı bir yaşam sürüp, çanak çömlek ve kemikten aletler yapmışlardır.  Traklar şimdi Avrupa kıtası dediğimiz Trakya bölgesinde yaşamışlardır. Savaşçı, örgütlü bu kabile aynı zamanda at yetiştiriciliği de yapmıştır. Özellikle Silivri ve Çatalca bölgelerine yerleşimleri dağılmıştır.  Bu kabile tarzı oluşumlardan sonra İstanbul’un bir şehir olarak kurulması MÖ 660’lara dayanır. Megaralı Byzas tarafından ve Byzantion (Byzantium) olarak kurulan şehir Tarihi Yarımadada konumlanmıştır. Boğazın girişinde olması ticareti kontrol etmek açısından da önemli olmuştur. Megaralılar Yunan koloni medeniyetinin İstanbul’daki ilk temsilcileridir ve ekonomileri balıkçılık ve boğaz geç...